öğleden önce bir blogerın geçmiş aylarda yazdığı bir yazıyı okudum ve yaşlar kendiliğinden boşaldı. insanın anne-babasını veya sevdiği bir yakınını kaybetmesi ne kadar acı. oysa ne kadar da zor ağlarım..
bugün işe yorgun başladım, dün gece ayaklarımın ağrısından uyuyamadım. uzun zamadır böyle olmuyordum. demek ki yorulmuyor muşum. kapsamlı bir temizlik yapmak istedim evde. evin tüm perdeleri, örtüleri yıkandı, ütüler bitti. eşimin her takımına giyeceği gömlek kravat kol düğmelerine kadar takıldı ve hazır hale getirildi. benim giysilerim hiç kirlenmez ve ütüsü bozulmaz. ama eşimin ki.. aman Allahım, sabahtan çiçek gibi giydirirsin, geldiğinde paçavraya benzemiştir giysileri, mutlaka her giyişinde ceketine kadar ütülemek zorundasındır. çünkü işten sonra akşam üzeri çiftliğe çıkar, hayvanlarla ilgilenir, köpeklerle boğuşur, bitkilerle konuşur... derken giysiler kimin umrunda. neyse konuyu dağıtmayayım benim dün yaptığım işleri anlatmaya devam edeyim. banyonun dip bucak temizliği yapıldı, kadının yapmadığı veya görmediği şeyler elden geçirildi. akşam üzeri kardeşim benimkini ben kardeşiminkini olmak üzere saçlar boyandı. boyadan önce de 4 km. kadar yüründü. eeee bu kadar işten sonra da ayakların ağrısından uyunamaması normal tabii ki..
bu sabahta temizlik için Fatma hanımımız geldi ve ben hemen evden çıktım.burada işim yorucu değil, hatta dinleniyorum diyebiliriz. hep diyorum ya öğretmenlik zor işmiş diye.. gerçekten öyle. buradaki öğretmen arkadaşları gördükçe, çabalarını izledikçe emekli olduğuma seviniyorum desem yanlış olmaz.
okulda yemek pişirme teknikleri ve uygulaması derslerine giriyordum son 10 yıldır. aynı atölyeyi yani mutfağı birkaç arkadaş kullanıyorduk bazıları da erkek öğretmenlerdi ve o kadar pis kullanıyorlardı ki.. derse geçmeden önce ortalığı toparlayıp temizliyorduk öğrencilerle. öğrencilerime sık sık hijyen kurallarını hatırlattığım için ve sık sık ellerini yıkattığım için adımı hijyen koymuşlar, yıllıklarında gördüm. huysuz benn; öğrencinin görmediği veya 15 -16 yaş grubu öğrencisinin ne kadar temizlik yapabileceğini görerek ve düşünerek aldım mı su hortumunu elime pencere içlerinden, sabit duran makinaların dolapların altlarına kadar ne varsa yıkıyordum. tabii ki paçalar ayakkabılar su içinde çıkıyordum dersten. evim de okula 24 km. arabanın ısısını ayaklara vererek kurunmaya çalışıyordum buharlar çıka çıka..benden sonra rezil olmuş atölyeler, kardeşim öyle diyoo.. çünkü hala o okulda çalışıyor. bazı yıllarda onunla da aynı atölyeyi paylaştık. Allah için o bana ben ona ev mutfağı gibi teslim ediyorduk atölyeyi, herşey yerli yerinde, yerler pırıl pırıl, metal aksamlar parlamış bir halde, hiçbir yerde kir pis olmadan, sorumluluklarımızı bilerek. derslerde mutfak araç gereci öğretmen nezaretinde kullandırılması lazım. örneğin ben mutfak robotunu dört yıl hiçbişii olmadan kullandım, servis teknikleri ve uygulaması dersine giren arkadaş kokteyl yaparken gerekli olmuş istedi, bizim robot bozuk geldi, hem de bir daha tamir olamayacak şekilde bozulmuş.. gençler ne kadar dikkatli kullanabilirler ki elektronik aletleri.. lütfen, sizlere övünüyorum gibi gelmesin anlattıklarım, hepsi gerçek.
biraz önce İsmet İnönü nün 33. ölüm yıldönümü imiş. onunla ilgili bir kutlama proğramı vardı büstünün bulunduğu yerde, gidip geldim proğ.a..biraz sonra ayrılacağım işten. ev de temizlik bitmek üzeredir. bana iyi kirlenmeler.
sevgiyle kalın..
bugün işe yorgun başladım, dün gece ayaklarımın ağrısından uyuyamadım. uzun zamadır böyle olmuyordum. demek ki yorulmuyor muşum. kapsamlı bir temizlik yapmak istedim evde. evin tüm perdeleri, örtüleri yıkandı, ütüler bitti. eşimin her takımına giyeceği gömlek kravat kol düğmelerine kadar takıldı ve hazır hale getirildi. benim giysilerim hiç kirlenmez ve ütüsü bozulmaz. ama eşimin ki.. aman Allahım, sabahtan çiçek gibi giydirirsin, geldiğinde paçavraya benzemiştir giysileri, mutlaka her giyişinde ceketine kadar ütülemek zorundasındır. çünkü işten sonra akşam üzeri çiftliğe çıkar, hayvanlarla ilgilenir, köpeklerle boğuşur, bitkilerle konuşur... derken giysiler kimin umrunda. neyse konuyu dağıtmayayım benim dün yaptığım işleri anlatmaya devam edeyim. banyonun dip bucak temizliği yapıldı, kadının yapmadığı veya görmediği şeyler elden geçirildi. akşam üzeri kardeşim benimkini ben kardeşiminkini olmak üzere saçlar boyandı. boyadan önce de 4 km. kadar yüründü. eeee bu kadar işten sonra da ayakların ağrısından uyunamaması normal tabii ki..
bu sabahta temizlik için Fatma hanımımız geldi ve ben hemen evden çıktım.burada işim yorucu değil, hatta dinleniyorum diyebiliriz. hep diyorum ya öğretmenlik zor işmiş diye.. gerçekten öyle. buradaki öğretmen arkadaşları gördükçe, çabalarını izledikçe emekli olduğuma seviniyorum desem yanlış olmaz.
okulda yemek pişirme teknikleri ve uygulaması derslerine giriyordum son 10 yıldır. aynı atölyeyi yani mutfağı birkaç arkadaş kullanıyorduk bazıları da erkek öğretmenlerdi ve o kadar pis kullanıyorlardı ki.. derse geçmeden önce ortalığı toparlayıp temizliyorduk öğrencilerle. öğrencilerime sık sık hijyen kurallarını hatırlattığım için ve sık sık ellerini yıkattığım için adımı hijyen koymuşlar, yıllıklarında gördüm. huysuz benn; öğrencinin görmediği veya 15 -16 yaş grubu öğrencisinin ne kadar temizlik yapabileceğini görerek ve düşünerek aldım mı su hortumunu elime pencere içlerinden, sabit duran makinaların dolapların altlarına kadar ne varsa yıkıyordum. tabii ki paçalar ayakkabılar su içinde çıkıyordum dersten. evim de okula 24 km. arabanın ısısını ayaklara vererek kurunmaya çalışıyordum buharlar çıka çıka..benden sonra rezil olmuş atölyeler, kardeşim öyle diyoo.. çünkü hala o okulda çalışıyor. bazı yıllarda onunla da aynı atölyeyi paylaştık. Allah için o bana ben ona ev mutfağı gibi teslim ediyorduk atölyeyi, herşey yerli yerinde, yerler pırıl pırıl, metal aksamlar parlamış bir halde, hiçbir yerde kir pis olmadan, sorumluluklarımızı bilerek. derslerde mutfak araç gereci öğretmen nezaretinde kullandırılması lazım. örneğin ben mutfak robotunu dört yıl hiçbişii olmadan kullandım, servis teknikleri ve uygulaması dersine giren arkadaş kokteyl yaparken gerekli olmuş istedi, bizim robot bozuk geldi, hem de bir daha tamir olamayacak şekilde bozulmuş.. gençler ne kadar dikkatli kullanabilirler ki elektronik aletleri.. lütfen, sizlere övünüyorum gibi gelmesin anlattıklarım, hepsi gerçek.
biraz önce İsmet İnönü nün 33. ölüm yıldönümü imiş. onunla ilgili bir kutlama proğramı vardı büstünün bulunduğu yerde, gidip geldim proğ.a..biraz sonra ayrılacağım işten. ev de temizlik bitmek üzeredir. bana iyi kirlenmeler.
sevgiyle kalın..
3 yorum:
tmizlik kadar nankör bir müessese yok:))) boş durma boşa çalış:)) darısı bize olsun inşallah.
nimet
Merhaba Yalnızlar kraliçesi;
Ölüm yıldönümünde kutlama programı ???
(ilk yorumda bunu yazmak istemezdim ama içim rahat etmedi)
HAKLISIN NİMET..
SEVGİLİ KUZİNE, ELLERİNE SAĞLIK. BÖYLE BİR ELEŞTİRİ BEKLİYODUM. ZİRA POSTU YAYIMLADIKTAN SONRA FARKETTİM. TEŞEKKÜRLER. YİNE BEKLERİM..
Yorum Gönder