Salı, Mayıs 23, 2006

BİYO SOBE

sevgili biyonik bloğunda çağrı yapmış, kendim beceremediğimden yeğenime bayrağı bloğuma taşıdım.
yoğun bir tartışma yaşanıyor, lütfen başörtüsüyle türbanı birbirine karıştırmayalım. annem de başı örtülü ve dindar biri. ama normal bir başörtüsü takar, diğerleri gibi ordan çevirerek burdan kıvırtarak şurdan iğneleyerek ucundan düğümleyerek içine de topuz gibi birşey koyarak değil. tarikatlerin, çeşitli siyasi görüşlerin farklı bir bağlayış şekli varmış.

ben de şunu anlayamadım gitti. dini inancına göre takıyorsun şunu ama neden janjanlı ve gösterişli veya yüzüne neden makyaj yapıyorsun hem de afillisinden. amacın kendini erkeklerden sakınmak korumak olduğunu düşünüyorsan bu şekilde daha çok dikkat çekiyorsun. arkadaşlar soruyorum size, bir bayanın saçı mı çok çekicidir yoksa gözler mi, dudaklar mı... gibi

seneler önce irtica tehdit olarak ortaya çıkınca cumhuriyet gazetesinde çevik bir le yapılan bir söyleşiyi hatırlıyorum. şöyle diyordu paşa, iran da rejim değişikliği yapıldıgı yıllarda doğu illerinden birinde subay olarak görev yapıyor. iran dan kaçan subaylar ülkemize sığınıyorlar ve çevik bir le sohbet ediyorlar günlerce nasıl bu hale geldik diye. kaçan subayların anlattığına göre herşey o kadar yavaştan yavaştan gelişti ki bu duruma nasıl gelindiğini anlamadık. şu anda bizim yaşadıklarımızı yıllar önce yazmıştı cumhuriyet gazetesi. herşeyi demokrasi adına, özgürlük adına istemişler, birşey olmaz, bundan bir tehlike çıkmaz diyi diye bir sabah uyanmışlar ki herşey alt üst olmuş. o kadınlar yıllar önce kaybettikleri haklarını bir daha geri alamadılar. zaman zaman esneklik kazanarak ama bugün katı bir şekilde şeriat kuralları uygulanıyor. kısaca arkadaşlar iran da kaybettiği değerlerini özgürlük adına, inanç adına, demokrasi adına yaptı.

başbakanın, bakanların, meclis başkanının sıkmabaşlı eşlerini heryerde görüntülenmelerini sağlamaları boşuna değil, gözü alıştırıyorlar.

bir de şunu anlamıyorum, neden hep siyasi baskılar kadın üzerinde yoğunlaşıyor. amaç belli, sorgulamayan irdelemeyen düşünmeyen beyinler yapmak ve onların büyüteceği çocukları da kendilerine benzetmek. hiç erkekler fes giyeceğiz, kravat takmayacağız, şalvar giyeceğiz diye tutturmuyorlar, bütün oyunlar kadın üzerinde yoğunlaşıyor.

yıllar önce çeşitli seminerlerdetanıdığım, iyi de arkadaş olduğum bir türbanlı bayan öğretmenle son okullararası yarışmada gene karşılaştık. görüşmelerimiz ortalama iki yılda bir gibi oldu. o nedenle tanıyamadım, bana sevgi dolu gözlerle bakıyordu ama ben hiç hatırlamıyordum. çünkü başı açıktı ve gayet de bakımlıydı. ne iş dedim arkadaşa hani çok da hoş bir baydı karşımda duran. meğer peruk varmış kafasında ben anlamadım. be kadın, gerçeği gibi takmışsın onu kafana hiç mi günühü girmiyorsun. çünkü gerçek saçı gibi.

bugünlük bu kadaryetsin, hoşçakalın...

Hiç yorum yok: