Pazartesi, Haziran 19, 2006

eşime

bugün senin babalar gününü, dün benim anneler gününü kutlayan bir evladımız yok. evliliğimizin ikinci yılında doğan oğlumuz yaşamadı. daha sonraki bebeklerimizi de erken kaybettik. oysa çocukları ne çok severdin, hala da öyle... ne kadar özgüvenli ve komplekssiz bir insansın ki bir gün bile bunu hissettirmedin. ailene karşı önümde kalkan oldun, hiç konusunu ettirmedin, üzüldüğümü düşünerek beni memleketine bile götürmedin. oysa ben durumu kabulleninceye değin kendimle çok mücadele ettim, senin safiyane arkadaşlarının çocuklarını sevmen bile bana dokundu...

durumumu son yıllarda ancak kabul etmişken sen benimüzerime titredin.yüzde beşlik guruba giren, nedeni belli olmayanbizim durumumuz için ne çok doktorlara gittik ne çok paralar harcadık.

en sonunda pes ettik, TANRI böyle istiyor dedin. oysa ikimizden bir çocuğumuzun olmasını ne çok istedim. demek kaderin önüne geçilemiyor bazı durumlarda.

bizim evimizde hiç bu konu sorun olmadı, sen beni hep teselli ettin...sana teşekkür ederim, hiç beni bu konuda üzmediğin için... sana minnet doluyum....

fıkra gibi

cep telefonları yeni yeni yaygınlaşırken kız kardeşim babama hediye almış, bize gezmeye gelmişlerdi. ailemin oturduğu kasaba ile bizimkisi 120 km gibi. babam cebine yeni yeni alışıyor, yıllar geçti hala çok iyi kavrayamadı ama, bize telefonunu gösterdi gururla. baktı ki telefonun üzerinde bizim şehrin ismi yazıyor, şaşırdı..... anneme, uleeeee ha... bizim burda olduğumuzu nerden biliyo bu telefon. ne çok gülmüştük. sen çok yaşa babacığım....

babama

sana ait, düne dair hiç kötü birşey hatırlamıyorum babacığım. senin mertliğin, dürüstlüğün, insan ayırmaman, herkese eşit mesafede yaklaşan özelliğin hele hele en önemlisi çalışkanlığın biz çocuklarına da bulaşmıştır umarım.

bizleri çok severdin, ablamla çoçukken saçlarını tarar, tokalar takardık, duruverirdin. saklambaç oynardık senin saklanma yerin karyolanın altıydı. her seferinde seni orada bulabileceğimizi bilsek de seni arar. oyunu uzatırdık. biraz büyüdük, gösterişli olmaya başladık, bizi herkesten sakındın. iyiki de öyle yapmışsın şimdi doğruyu eğriyi çok iyi ayırt edebiliyoruz babacığım. o günlerde kızardık belki herkes gibi niye gezemiyoruz diye ama.......

sen okumamıştın, annemle en büyük hayaliniz bizleri okutmaktı, başardınız da... bizleri herkesten sakınan sen, taşradan başkente üniversiteye gönderdin, hiç düşünmedin maddi anlamda yetebilir miyim diye...belki klasik bir söz ama ceketimi satarım... tam da sana göre söylenmiş herhalde. çok çalıştın, çabaladın, tabi annem de birlikte. biz de senin yüzünü kara çıkarmadık babacığım. şimdi 78 yaşındasın, sağlıklısın, artık ekonomik problemlerin yok babacığım çünkü biz senin hep arkandayız. sana ve anneme sağlıklı mutlu nice güzel günler dilemekten başka ne yapabilirim ki canım babacığım. sizi çok SEVİYORUM...

Pazar, Haziran 18, 2006

önemli kararlar eşiğinde

emekliliği hak edeli üç yıl geçti. bu yıl da sürdürmek istiyordum öğretmenliğimi. ama okulun hiç tadı tuzu kalmadı, müdürün biri gidiyor biri geliyor, her birinin yandaşları var. birbirlerinin açıklarını arıyorlar. kısaca çalışma zevkim kalmadı.

geçenlerde eşiminde başkanı olduğu eğitim vakfının ikinci başkanı çalışmamı teklif etti, yapabileceğimi düşündüm, eşimle konuştuk her boyutuyla ve ben emekli olmaya karar verdim. şimdi eğitimin başka bir alanında yönetim kurulunda çalışacağım. umarım yararlı ve başarılı olurum. çalışma koşulları daha farklı, mesaiye bağlı olmadan karar verme mekanizmalarında olmak benim için çok farklı birşey. enazından emekliye ayrıldığımı anlamayacağım zamanımı dolu dolu geçireceğimi düşünüyorum. hakkımda hayırlı olsun...

Perşembe, Haziran 01, 2006

resimleri yayımlamayı öğrendim arkadaşlar. diğer çiçeklerimi de başka zamanlarda yayımlayacağım. teknoloji özürlü biri olarak bunu başardım. afferim bana. sevgiyle kalın...