Cumartesi, Mayıs 27, 2006

ŞERİAT

geçtiğimiz çarşamba günkü cumhuriyet gazetesinin söz okurun köşesinde deniz hazır adlı bir okur aşağıdaki anektodu yazmış.

türkiye nin 90 lı yılların başnda en üst gelir grubundan 15 -20 kişilik sanayici ve işadamı eşleri mısır a turistik bir gezi yapıyorlar. onları mısırlı arkeoloji profösörü bir kadın dolaştırıyor. bizim gruba "siz bizim 15 yıl önce yaşadığımız süreçten geçiyorsunuz.şeriat bir kaplumbağa gibidir. çok yavaş ve sinsi yürür, tehlikeyi görünce siner, olduğu yerde kalıp başını ve bacaklarını bağasına çekerek tehlikenin geçmesini bekler. sonra tehlikenin geçtiğini duyumsadığı anda tekrar gideceği yöne doğru yürümeye başlar. hiçbir zaman geri adım atmaz.(kaplumbağalar geri yürüyemeyen canlılardandır)

birgün uyandığınızda, şeriatın bir ahtapota dönüştüğünü ve kolları iletüm organlarınızı sardığını görürsünüz. ağzınızın, burnunuzun, gözlerinizin, kollarınızın, bacaklarınızın sımsıkı sarılmış olduğunu ve devinemediğinizi görürsünüz ve yapacak birşey olmadığını anlarsınız. konuşamaz, yürüyemez, birşey yapamaz, göremez, hatta soluk alamazsınız" demiş...
HALA TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİLMİSİNİZ?

2 yorum:

Age35 dedi ki...

Of çok ürkütücü çok...Sonumuz hayır olsun.

Age35 dedi ki...

Of çok ürkütücü çok...Sonumuz hayır olsun.