Çarşamba, Şubat 14, 2007

Biraz önce yazdığım post uçtu gitti, hay Allahım yaa.. Yazacak pek çok konu varken, yazmak gelmiyor içimden, tembelim ben tembel..

Bir önceki yazımda eşimin yeğeninin düğününe gideceğimi yazmıştım, cuma akşam üzeri oradaydık, istanbul da biryerden bir yere gitmek felaket, bu nedenle gidemedik abinin evine filan, kına geceleri vardı oysa, Beyoğlu nda gezmeyi tercih ettik.

Düğün ertesi günün akşamıydı, orduevinin birinde yapıldı, herşey pek güzeldi, mekan, yemekler... herşey herşey. Bizim kız İngiltere de yaşıyor, Londra da. Damat da eğitim amaçlı gitmiş oraya. okul bittikten sonra da kendi işini kurmuş, bizim kızla da orada tanışmışlar, beş yıldır birliktelermiş. Damat ve ailesi iyi insanlar, kız da tuttuğunu koparan cinsinden, akıllı, çalışkan.. Birbirlerine pek yakışıyorlardı ve de hala çok aşıktılar..Allah onları mutlu etsin.

Cumartesi gündüz de gezdik filozofla hem alışveriş hem de boğaz turu yaptık. Herşey indirimdeydi ama hiç alma modunda değildim çünkü ayaklarım şişmiş ve botlar acıtıyordu. Pazar günü de döndük geldik kürkçü dükkanına..

Yarın sevgililer günü, insanın kocası sevgilisi olur mu, bence olmaz.. Koca kocadır yanii.. Çiftlikte gece bekçisi köyüne gitmiş, filozof orada bu gece. Eve beni almaya gelmiş birlikte kalalım diye ama, ben huysuzum, kendi evimiz, yatağımız, eşyalarımız olmadan kalamam oralarda filan, oradaki eşyalar da bizim ama bekçi yaşıyor.. Bana yarına özgü zarif bişii aldım dedi ama ne aldığını söylemedi, değiştirebilirsin beğenmezsen dedi herhalde altın bişii ama ne, ben de ısrar etmedim söylemesi için, Hiç beğenmem mi sen almışsın dedim ama inandırıcı olmadı çünkü beğenmediğim de olmuştu.. Söylerim size, bakalım ne?

Burada yağmur var, hafif hafif yağıyor, hep aklımda küresel ısınma.. Önlem alınmalı, önceleri diş fırçalarken, bulaşık yıkarken hep akıtırdım suyu, artık daha dikkatli kullanıyorum. Evdeki bütün lambaları az tüketenlere çevirdim, herkes üzerine düşeni yapmalı, kuraklık feci bişii arkadaşlar, düşünsenize yeşil kalmayacak, korkunçç..

İşte böyle, günler harala gürele geçiyor. Kardeşime ördüğüm kazağı bitirdim, arkasını da ablam ördü, yarın dikip kargoyla göndereceğim, pek güzel oldu ben beğendim eserimi..

Şimdi yatmalıyım geç oldu. Yarın iş güç.. Ama gidiş saatlerim değişiyor, ne zaman uykumu alırsam giderim. Bakalım yarın akşam da Filozof yemeğe götürür artık beni..

Başka yazılarda buluşmak üzere, SEVGİLERR.. bÜTÜN SEVDİKLERİMİZLE MUTLU YAŞAYALIM

2 yorum:

cenebaz dedi ki...

Aynı fikirdeyim Yalnızlar Kraliçesi. Kocadan sevgili olmaz. Hele de 15-20 yıllık evlilikten sonra olmuyor, olamıyor. neyse ki hediye alacak kadar düşünceli, bizde o da yok. Ben de bulaşık yıkarken su şarıl şarıl akmazsa rahat edeemzdim ama bu küresel ısınma olayından beri bend e kapatıyorum. Ama sanki bulaşıklar pismiş gibi geliyor. tabi, psikolojik de işte gel de bana anlat.

zeyno dedi ki...

Aynı fikirdeyim ne yazık ki, kocadan sevgili olmuyor:(( Ama yine de sevgililer gününüz, günümüz kutlu olsun diyelim...
Su konusunda ben de elimden geldiğince az kullanmaya çalışıyorum herkes aynı şekilde davransa kimbilir ne kadar büyük miktarda tasarruf olur....