Çarşamba, Temmuz 22, 2009

memleketimden insan manzaraları

iki gün önce, aya ilk ayak basmanın üzerinden kırk yıl geçmiş. gazetelerden bu haberi okumam, beni çocukluğuma götürdü. bugün gibi hatırlıyorum, o zamanlar 80 li yaşlara doğru yol alan dedem, annem, babam ve kardeşlerim akşam yemeğindeyiz. öğretmenimiz söylemişti derste aya çıkıldığını. dedemin kulakları ağır işitiyor sesimi yükselterek ona söyledim bu önemli haberi. olmaz öyle şey dedi arnavut şivesiyle, inanmadı. rahmetli dedem, yugoslavya göçmeni. medreseyi bitirmiş, matematik öğretmeni olmuş, baskılardan kaçmış türkiyeye. adanayı göstermiş hükümet yerleşmesi için, çok sıcak gelmiş orası yaşayamayacağını düşünmüş sonra balıkesir e yerleşmiş. tayin olmuş öğretmen olarak, şapka devrimiyle fesini çıkartıp şapka takması söylenince istifa etmiş, cami hocalığı yapmış. benim ortaokula gittiğim dönemlerde, şapka takılıyordu kız erkek ayırt etmeden..şapkadan yana dertli olan dedem, bu yüzden istemedi okula gitmemi. annem, babasını da kırmak istemiyodu, bana tembih ediyordu dedeni görünce şapkanı çıkar, çantana gizle diye.. anneannem ben doğmadan ölmüş, her akşam dedeme yemek götürürdük birkaç kap çocukluğumda ve ilk gençlik yıllarımda..sevecen de birisiydi, severdi torunlarını.. ramazanda bizde kalırdı. akşam namazını camide kılar, o gelmeden yemeğe oturmazdık , çocuğuz, oruç tutmuşuz, nasıl sabırsızlanıyoruz ev camiye yakın ama yaşlılığından o kadar ağır yürürdü ki adımlarını sayardık yola çıkarak, sanki gücümüz olsa da onu kuş gibi uçurabilsek sofraya..iştahlıydı, eti çok severdi..bazen yemeği fazla kaçırır, hastalanırdı. hey gidi yıllar heyy..ben lise ikideyken de kaybettik onu. son aylarda hep yattı, bilinçsizce..

bizim buralar pek bi kalabalıklaştı, memlekette kriz var güya, bu yıl daha da kalabalık. esnaf, kuru kalabalık, alışveriş yok diyor..ama oteller, pansiyonlar dolu, arabadan geçilmiyor, evimin oralarda park yeri bulmak büyük sorun.. istanbul lu arkadaşlar üstüne alınmasın ama, 34 plakalar ne yeşil ne kırmızı ışık, hak getire.. her koşulda geçiş üstünlüğü onların. sanki şehirlerinde heryere park edebiliyorlar gibi, peynir alacak tam dükkan önüne, yemek yiyecek düzensizce restoran önüne park ediyolar. sonra da bir keşmekeşlik ki sormayın caddede bile rahat kullanılamıyo araba hatalı parklardan.

evimin hemen altında kargo, yanında da mobilya mağazası var. bu nedenle de sıkıntı yaşıyorum park konusunda.. kargo arabası yanaşacak yer bulamıyo kendine, mobilya götürecek araba , malı alamıyor mağazadan..bir iki üç beş, bunlar akıllandılar kendi arabalarının geleceği yerlere bişiler koyuyorlar, ben hemen onları yana çekip içeriye giriyorum, komşuluk ilişkileri, anlayışlı davranıyorlar.. geçen gün kendilerine ayırdıkları yere 34 plaka son model bir cip yanıştı, içinden kelli felli bir adam indi, ben balkon yıkıyorum. işe yeni girmiş çömez hemen uyardı adamı.. aktör bi havalı bi havalı.. diklendi, parkettim ne yapabileceksin diye bağırıyo, birkaç da argo sözcükle.. güneş başına geçmiş anlaşılan. satış yetkilisi koştu geldi hemen, belli ki müşterileriymiş,çömez tanıyamadı işe yeni girmiş. bişiler konuştular, çömez özür diledi, aktörün sakinleşeceği yok,gitmesi gereken mobilya zamanında gitmemiş, bi de yetkiliye esti gürledi.. dünyayı o yarattı sanki, öyle havalarda, herkese tepeden bakan tiplerden.. bindi gitti cipine.. çömez ve satış yetkilisi arkasından okuyup üflediler, gururlarını kurtardılar birbirlerine karşı..

yine geçenlerde, şehre hakim bi tepede, sıcaklarda bile üfür üfür esen restoran kafede, bişiler yiyip içiyoruz.. hemen önümüzdeki masada, küçük çocukları olan bir çift oturuyo. beye mesaj geldi eşi açmak istedi.. bi itişme oldu aralarında. adam öylesine öfkelendi ki, kadının koluna vuruyor, çimdiriyor herkesin önünde şiddet uyguluyor hem fiziksel hem psikolojik. kadın sindi sindi, adamın belli ki kaçakları var, suç bastırıyor..ufacık çocuğun bile gıkı çıkmıyor yani, toptan sindirme harekatı.. telefonu açtırmadı, kızdı kızdı kızdı, kadın küçüldü küçüldü, yok oldu sanki, göz kapağını bile kıpırdatamaz duruma geldi..herkesin içinde bunu yapıyorsa, evde neler yapıyor kimbilir.. huuffff yine üzüldüm bak..

herkesler tatil yapıyor, bende tatil filan yok. öğrenci kayıtları, alacakların tahsili, telefonlar, görüşmeler. işim çook..daha önceki yıllarda bizde çalışmış, şimdi başka bir okulda görev almış bir yıkama yağlamacı, kendi başlayacağı sınıfa bizden öğrenci götürme çabaları sinirlerimi hoplattı. telfn açtım konuştum, dinlemek istemiyorum seni deyip yüzüne kapattım. bu abdestle çok namaz kılacağını umuyorum. ama hala kafam bu konuyla meşgul.. çünkü kimseleri kırmak istemem, bizi kırıyorlar ki..

bu seferki manzaralar benden bu kadar. kalın sağlıcakla...

6 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Tekrar yazarken görmek sizi güzel, özlemişim..
Eski bir 34 lü olarak başka şehirlerde, boş trafiği görünce rahat davrandıklarını ben de çok görüyorum.Zaten trafikte hemen anlıyorsunuz duruşlardan..

nimetin.blogspot.com dedi ki...

yaşlandık mı ne yalnız kraliçem:)))
bizim zamanımızda demeye başladıksa bu iş oraya gidiyor gibi biraz:)))

nimet

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

evet asortiğim, çok lakaytlar..


nimetim,
bende yaş 50, ama siz daha çok gençsiniz. ruhum ve görünümüm 50 diil ama...

nilly dedi ki...

Sinir bozucu seyleri guzel kaleme almissin. Hani derler ya o eski Istanbullular nerde diye..iste onlar artik yoklarda o yuzden.. yeni tabirle 'cakma 34luler' bir cogu.

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

evet ya, güzel söylemişsin, çakma istanbullu..

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

evet ya, güzel söylemişsin, çakma istanbullu..